Karadeniz Vapuru: Genç Cumhuriyet’in Yüzyıl Önceki Tanıtım Gemisi

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919 da Ulusal Kurtuluş Mücadelemizi başlatmak için Samsun’a çıkmasının üzerinden 105 yıl geçti. Ulu Önderi Samsun’a götüren Bandırma vapurunu hepimiz biliriz. Ancak onun kadar bilinmeyen ama Cumhuriyet tarihinde önemli bir yeri olan bir vapurumuz daha var, Karadeniz vapuru.  29.10.2023 tarihinden yaklaşık 2 yıl sonra hükümet  Genç Cumhuriyetin siyasi, hukuki, kültürel değişimini Batıya tanıtmak amacıyla bir projeyi gündemine aldı. Tanıtım projesini ortaya atan Gazi Mustafa Kemal’di.  Ticaret Bakanı Ali Cenani Beyin gayretleri ve önerileri ile tanıtım projesi  hayat buldu. Buna göre Seyri Sefainin en genç gemisi olan Karadeniz Vapuru alınacak, bu gemi ile birçok şehre ziyaretler yapılacak, Türkiye’nin ekonomik değerleri ve gerçekleştirdiği değişim gösterilecekti. Burada Osmanlının küllerinden yeniden doğan Cumhuriyetin yaratacağı modern bir ülkenin tanıtımı yapılacak, çağdaş, sanata, üretime ,akıl ve bilginin üstünlüğüne dayanan yeni bir devlet olduğumuz mesajı batıya verilecekti.
Geminin masrafları için Meclis yüz bin lira ayrılmasına karar verdi. İstanbul Ticaret Odası da beş yüz bin lira verecekti. Tanıtımın maliyet sorunu bu şekilde çözüldükten sonra Karadeniz Vapurunun hazırlanmasına başlandı. 1926 yılının Mart ayında Karadeniz Vapuru Haliç tersanesine çekildi ve siyah gövdesi beyaza boyandı. Ürünlerin sergilenmesi ve satılması için iki salon yapıldı, ışıklandırma için elektrik tesisatı döşendi.
Vapurun Sergi salonlarında tamamen yerli malları olan Kütahya çinileri, Hacı Bekir Lokumları,Bursa Hereke kumaş ve halıları,Beykoz Fabrikası malları,tekel ürünleri,kehribar ve kıymetli taşlarla yapılmış süslemeler gibi pek çok ürün tanıtılacaktı. Sanayi-i Nefise Mektebi öğrencilerinin yaptıkları heykel, resim ve biblolarla salonlar süslendi. Ürünlerin üzerlerine dört dilde bilgi veren etiketler konuldu. Ünlü ressam İbrahim Çallı’ya yaptırılan Mustafa Kemal’in yağlı boya tablosu salonun baş kösesinde yer alıyordu. Gemide ayrıca İstiklal Marşının bestecisi Zeki Bey’in başında olduğu Cumhurbaşkanlığı orkestrası bulunuyordu. Bu orkestra her uğradığı limanda hem Türk sanat musikisinin unutulmaz eserlerini hem de Mozart, Beethoven, Bach gibi klasik müzik tarihinin en büyük bestecilerinin eserlerini seslendirecekti.  
Karadeniz Vapurunun idaresi Atlantik’i geçen ilk yolcu vapuru “Gülcemal’in” kaptanı olan Lütfü Kaptandı. Liman işletmeleri genel müdürü Raufi Manyasiza’de sergi müdürü idi. Avrupa’da eğitim görmüş ve yedi dil bilen Samiha Hanım ise protokol müdiresi olarak görevlendirildi. Ayrıca üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın oğlu Refi Bayar, Anadolu Ajansı’nın kurucularından şair Kemalettin Kamu, İstiklal Marşı’nın bestecisi Zeki Üngör, ilk Türk kadın gazetecilerden Bedia Arseven, ilk Türk kadın milletvekillerinden Mebrure Gönenç ve şair Orhan Veli Kanık’ın babası müzisyen Veli Kanık gibi isimler de vapurda bulunmaktaydı.
Sergi vapuru için bir de logo hazırlandı. Logoda İstanbul açıklarından uzaklaşan Karadeniz Vapurunun önünde yürüyen ticaret ve haber tanrıçası Hermes,elindeki asası yerine Seyr-i Sefain idaresinin amblemi konmuştu. Karadeniz Vapuru 285 kişiyle birlikte 12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul’dan kalabalık bir halk topluluğunun katıldığı tören ile 3 aylık yolculuğuna başladı.
Gemi İstanbul’dan ayrıldıktan sonra ilk olarak Mudanya’ya uğradı burada projeyi ortaya atan Mustafa Kemal gemiye çıktı ve öğle yemeği yedi. Bu kısa aradan sonra gemi yolculuğuna devam etti. Yolculuğun ilk durağı kömür almak amacıyla uğranılan Cezayir’in Bona Limanı oldu. Burada Müslüman halkın gemiye ilgisi yoğundu. Özellikle gemideki kadınların giydikleri batılı kıyafetler halkın dikkat kesildiği bir konu oldu.
Karadeniz Vapuru Bona da kömür alındıktan sonra 20 Haziranda Barselona-İspanya limanına vardı. Binlerce kişinin ziyaret ettiği gemi burada da büyük bir ilgiyle karşılandı. 1 Temmuzda Karadeniz Vapuru Le Hayre-Fransa limanına uğradı. Burada cumhurbaşkanlığı orkestrasının verdiği konser takdir toplamış ve Fransız basınında yer buldu. Vapur bu duraktan sonra Marsilya-Fransa limanına uğradı.
“Marsilya Limanı kentin ileri gelenlerinin akınına uğramıştı. Gemimiz Şehir Bandosu’yla karşılanmış; Fransızlar bayrağımızı selamlarken güverteden kendilerine bakan Türklerin giysilerine ise hayret etmişlerdi. Erkekler koyu renk takım elbise, beyaz gömlekler giymiş ve çoğu zarif bir iğneyle süslenmiş boyunbağları takmışlardı. Kadınlar ise erkeklerden daha şıklardı.
Gemi uzun ve neşeli tek bir düdük ile Marsilyalıları selamlıyor; bir subayımız Fransızları sergi salonuna götürüyor; herkes hayranlıkla Türk mavisi sırlı Kütahya çinilerine; bin bir nakış ve renkli Osmanlı, Yörük, Selçuklu ve Acem halılarına; yeşim, yakut, firuze gibi değerli taşlarla süslenmiş, tamamıyla elle yapılmış çeşmibülbül, laledan, gülabdan gibi cam ürünlerine bakıyordu…”
Karadeniz Vapuru 4 Temmuzda Londra-İngiltere’ye vardı. İngiliz yetkililerin Londra’nın en ücra köşesine demir attırmasına rağmen sergi 6 günde 25 bin kişi tarafından ziyaret edildi. Ayrıca gemiden alınan mallar için de yüksek gümrük vergisi koydu. Bir İngiliz vatandaşı lezzetine hayran kaldığı Türk lokumu için nerdeyse bir kutu lokumun fiyatı kadar vergi ödeyeceğini duyunca lokumları hepsini yanındakiler ile birlikte gemide yiyip “herhalde karnımdaki lokumdan da vergi istemezsiniz “ dediği söylenmiştir. Karadeniz Vapurunun bir sonraki durağı Amsterdam limanı oldu. Sergiye burada da ilgi büyüktü.
Karadeniz Vapurunun bir sonraki ziyareti 14 Temmuzda Hamburg limanı oldu. Burada görkemli bir şekilde karşılanan Karadeniz Vapurundaki ürünlere ilgi de büyüktü. Birçok ticari antlaşmanın yapıldığı bu ziyaretten sonra Karadeniz Vapuru Helsinki limanına doğru yola çıktı. 26 Temmuzdaki bu ziyaretin ardından Karadeniz Vapuru 29 Temmuzda Leningrad limanına vardı. Burada da ilgi yoğundu vapura günde 9 bin ziyaretçi gelmekteydi.
Karadeniz Vapuru Barcelona’dan sonra sırasıyla Le Havre, Londra, Amstredam, Hamburg, Stockholm, Helsinki, Leningrad, Danzing, Gydnia, Kopenhag, Anvers, Marsilya, Genova ve Napoli limanlarına uğradı ve seyyar sergi olarak adlandırılan Karadeniz Vapuru'nu yaklaşık 65 bin kişi ziyaret etti. Amaca ulaşılmıştı, çok sayıda ülke artık modern Türkiye Cumhuriyeti’nden haberdardı. 5 Eylül 1926 günü, vapur İstanbul’a dönerek görevini başarıyla tamamladı. Karadeniz Vapuru, yıllarca denizlerimizde yolcu ve yük taşımacılığında kullanıldı. 46 yılın sonunda limana demirlenen vapur, 1954 yılında ne yazık ki hurdaya çıkarıldı ve İtalya’ya götürülerek parçalarına ayrıldı.
İçimiz biraz burkularak baktığımızda genç Cumhuriyetin aydınlık insanları  yepyeni ve çağdaş bir ülkeyi Avrupa da başarı ile temsil etmiş onlar ile farkımızın olmadığını vurgulamışlardır. Yıllar içinde dedelerimiz kendi emekleri ile ürettiklerini tanıtabilmek için ellerinde bir kutu boya ile kentlerimizin girişlerinde buldukları dağa taşa firmalarının isimlerini yazmışlardır.  Nerdeyse 100 yıl önce  başarı ile yapılan günümüzde PR olarak adlandırabileceğimiz bu tanıtım bizlere ışık tutmuştur. Bugün yaptığınız bu yayınlar ile sizlerde Ulu Önderin açtığı yolda gururla yürüyorsunuz. Yolunuz açık olsun.