Ne istiyorsunuz onlardan? 

Sen taşınırsın dağın başına yapılan evlere... Sonra da oradaki sokak köpeklerinden rahatsız olup belediyeyi çağırırsın belediye gelir ya vurur , ya zehirler ya da götürür başka bir yere atar... Peki dağdan gelip bağdakini kovmak niye? O köpekler sen oraya taşınmadan önce de oradaydı. Sen geldin onların bölgesine ev yaptın ve onların varlığından rahatsız olup onları evsiz bıraktın... 

Çok mu zor yediğin yemekten onlara vermen?... Çok mu zor paylaşman?... 

Hiç zehirlenerek ölen bir köpeğin nasıl öldüğünü okudun mu? Okumadın di mi... Çünkü ilgini çekmedi... Malesef bahsedemeyeceğim çok merak ediyorsan internette bunla iligili çok yazı var bir zahmet okuyuver... 

Ne istersin apartmanının bodrumuna ya da bahçesine yeni doğum yapmış bir anne kediden? Bu ne sevgisizlik? Bu dünya sadece sana mı ait görünüyor? 
Sen doğum yaparken hastaneden atılsan ne hissedersin? Yavruların daha senin emzirmene muhtaçken, sadece senin sütünle beslenebilecekken, daha gözleri açılmamışken hastanedeki hiç tanımadığın acımasız insanların elinde kalsa? sağa sola dağıtılsa... Kaybolsa... Ne hissedersin? Kaldı ki onlar kendilerine bakamaz... İnsanoğlu bile yeni doğmuş bir kediye bakamaz, yaşatamaz. Annesi olmadan yaşayamaz... Ne var biraz anlayış göstersen? Ne var paylaşmayı öğrensen? Ne var bu dünyanın sadece sana ait olmadığını öğrensen?... 

Defalarca tekme yediği halde yine gelir sokak köpeği arkadan... o sadece sevgi ister... Sen bir tek kötü söz söylediğin için insanoğlu sana küser ama o sokak köpeği dayak yediği halde yine peşindedir... Onun tek istediği sevgi... 

Ne var akşam yemeğinden artalanları bir poşete koysan ve açık bir alana götürüp poşetin ağzını açıp oraya bıraksan? Gece yemek aramaya çıkan sokak köpekleri de senin evinden artan yemeklerle karnını doyursa? Çok mu zor?

Çok uzun yazdım değil mi... Ama çok doluyum... Sevmeyi bilmeyen insanlardan nefret ediyorum... 
Hayvanlara eziyet edenlerden, onları yuvasız bırakanlardan nefret ediyorum... 


Haaa... bir de kaz tüyü yorgan yastık kullananlar... Siz yumuş yumuş uyuyun diye kazların tüyleri canlı canlı yolunuyor... Sonra o kazın tüyü yeniden çıkıyor... yeniden yolunuyor... Sen kaz tüyü yorgan yastık mont aldıkça bunlar durmadan devam edecek... 


Aç kalbini... Hayvan sevmeye çalış... Sevmesen de yediğinden paylaşmaya çalış... Sevmesen de eziyet etme... Bu dünya yalnız size ait değil... Kur'an-ı Kerim'de bile hayvan hakları varken, sen kim oluyorsun da hayvanları bu dünyadan yoketmeye çalışıyorsun?... Yokedilmesine göz yumuyorsun?

Kimse sakın buraya insanlar da acı çekiyor yazmasın. Hayvanlara dünyanın her yerinde insanlar tarafından ne kadar sayısız şekilde ızdırap ve acı çektirildiğinin farkında olan çoğu insan için her bir yere kangren gibi yayılmış zulümün sona erdirilmesi meselesi, en önde gelen toplumsal adalet davası. Gagalarının kopartılmasından pençesiz bırakılmaya, kulak parçalamadan kuyruk kesmeye dek insanların gıda, giysi, araştırma ve eğlence adına hayvanları maruz bıraktığı acının hiçbir sınır tanımadığını görüyoruz, hayvanları kendi arzularımıza boyun eğmeleri için zorladığımız onca gaddarlığın sınırlarını ise ancak hayal gücümüz bilebilir. 

İnsan bir şekilde kendini koruyabilir... Hayvanlar bize muhtaç.. Savunmasız... Bu dünyada korunması gereken iki tür var. ÇOCUK ve HAYVAN. İKİSİ DE SAVUNMASIZ... İKİSİ DE MASUM KARAR SENİN...

Ayrıcaaaaaaaaaaaaaaaaaa... Hayvanların tükürüğü insan tükürüğünden daha temiz. Hayvanlı evde büyüyen çocukların bağışıklık sistemi daha kuvvetli oluyor. Hayvanlı evde büyüyen çocukların iletişmleri daha kuvvetli oluyor. Hayvanlı evde büyüyen çocukların zekaları daha çok gelişiyor. Hayvanlı evde büyüyen çocukların merhamet duyguları daha çok gelişiyor. Hayvanlı evde büyüyen çocuklar daha çabuk öğreniyor... Bu liste uzar gider... İyice araştırırsanız gerçekleri görürsünüz... 

Bu kadar yazdım içim rahatladı mı hayır...

Kim bilir dünyanın hangi yerinde şu an bir canlı eziyet görüyor... Ve birileri yine sessiz kalıyor...

Gülen EROL